Ak parti belediye başkan aday adayı Vahit Çalışır, Ceyhan’a yatırımların gerçekleşebilmesi için Ak partinin kazanması gerektiğini vurguladı
Ceyhan için en doğru karar Ak Parti
Ceyhan belediyesinde Avrupa Birliği projelerden sorumlu mühendislik görevinde iken 1 Aralık tarihinde istifa edip Ak Parti’den Ceyhan belediye başkan aday adayı olan Vahit Çalışır, adaylığını açıkladıktan sonra hakkında çıkan çeşitli spekülasyonlara cevap verdi.
Vahit Çalışır, Mavi Haber Gazetesi Genel Koordinatörü Yalçın Arslan ile yaptığı röportajda hakkında çıkan söylentilere yanıt verirken, projeleri hakkında da bilgi verdi.
Bazı kesimin “ajan” olarak itham ettiği Vahit Çalışır, “ben ajan değil, Ceyhan’ın geleceği için projelerimi hayata geçirmek için aday oldum. Aday olurken de Ceyhan’ın geleceği için Ak Parti’nin kazanması gerektiğine inandığım için Ak parti’deyim” dedi.
İşte Yalçın Arslan’ın Ak Parti Ceyhan Belediye Başkan aday adayı Vahit Çalışır ile yaptığı röportaj;
Yalçın Arslan: Sayın ÇALIŞIR, son dönemlerde alışık olmadığımız bir aday adaylığı çıkışı ile Ceyhan Siyasetine giriş yaptınız ve en çok konuşulan isimlerden biri oldunuz. Öncelikle hayırlı olsun diyelim. Çok konuşulan dedim çünkü eskiden bir aday adayı çıktığında önceden az çok tahmin edilir ya da bilinirdi ve sadece aday adayı olduğu parti camiasında çok konuşulurdu. Ancak siz MHP’li bir belediye başkanı ile beraber çalışırken AK Partiden aday adayı oldunuz gerek MHP ve belediye camiası gerekse AK Parti camiası aynı anda sizi konuşuyor. Beklenmedik ve Ceyhan için alışılmadık bir durumdu bu. Size yöneltilen veya yöneltilmek istenen bir çok soru, sorun ve spekülasyon oluştu.
Bu anlamda bu röportaj birazda bu soru işaretlerinin ortadan kalkmasına da yardımcı olacaktır. Gördüğüm kadarıyla sakin ve kibar bir yapınız var. Bu noktada ilk sorum şu olacak tepkileri bekliyor muydunuz? Ya da bu tepkiler sizde nasıl yansıdı?
Vahit Çalışır: Her şeyden önce teşekkür ederim. Tepkileri az çok tahmin ediyordum ancak gerçekten beklediğimden çok daha olgun ve samimi tepkiler geldiğini ifade etmeliyim. Açıkçası her iki camianın da (istisnalar hariç) genelinden gayet demokratik tepkiler aldım. Tabi ki MHP camiası genelde transferleri ile ünlü bir camia değildir. Ne kolay kolay giden olur ne de gelen. İdeoloji partisi olma özelliği taşır. Şimdiye kadar bana ulaşan en sert tepki MHP camiasında bizzat belediye ile bağı bulunan büyüklerimden geldi. Haklıdırlar da, ancak zaman geçtikçe bu tepkilerin yerini unutmuşluk alacaktır. Zira benimle çok hukukları olmayan insanlardır bunlar ve onların tepkisi benim gitmem değil gittiğim yerle alakalıdır. Genç kardeşlerimiz saygılıdır ancak bir o kadar da hırslıdır bilirsiniz. Ülkücü gençlik her yerde oturması ve kalkması ile kendini belli eder. İçlerinde fırtınalar kopan genç kardeşlerim olduğunu ancak edebi gereği sustuklarını da biliyorum. En çok üzüldüğüm ise bu gençlerden ayrılmaktır. Ama gönül bağı farklıdır. Zamanla benim kim olduğum konusunda fikirleri değişecektir. Özetle her iki camiaya çok teşekkür ediyorum. Gerçekten çok olgun davrandılar.
Y.A: Peki doğrudan ana konuyu sormak istiyorum, neden belediye de çalışırken bir anda AK Parti’den aday adayı olmayı tercih ettiniz? Neden AK Parti?
V.Ç: Aslına bakarsanız bunun hikâyesi uzun. Ancak şunu ifade etmeliyim ki bir anda olmadı bu karar. Çok uzun bir hadiseler birleşiminin bende ki beklenen sonucu diyebilirim. İnanın bu değerlendirmeden hanımımın bile haberi olmadı. Zira paylaşmadım kimse ile. Bu kararda kimsenin bir yönlendirmesi söz konusu değil. Bizzat şahsımın kararıdır ve kararı aldıktan sonra çevreme bilgi verdim. Sorunuza gelince insanlar genelde bir ekiple yola çıktıklarında bu ekipten ayrılmazlar ve ayrılana da merakla sorarlar neden diye ve beklentileri bir olumsuzluktur. Ancak benim durumum böyle değil. Ben ekip anlayışını biraz farklı ele alırım. Ekip olmanın temelinde birlikte geçirdiğiniz süre değil birlikte yaptığınız iş miktarı önemlidir. Kısacası bir işi birkaç kişi birlikte yaparsa o gruba ekip denir. Ben deniz maalesef ekip içinde çok yer alamadım. Bahsettiğim belediye ekibi. Genelde belediye deki garip yabancı sıfatı bana hastır. Hatta belediyenin teras katında en uzak köşede bir iki arkadaşımla beraber çalıştık ve genelde bu işlerde belediye ekibi vardı demek doğru değil. Kısacası ben süre itibari ile ekipte görünen ama birlikte iş yapma miktarı bazında yalnız çalışan (ofiste yardımcı olan arkadaşlarımı tenzih ederim) biriydim demek daha doğru olur. Neden AK Parti sorusunun cevabını klişe sözlerle vermek istemiyorum neden olduğu bariz ortadadır. Ceyhan’ın ihtiyacı olan ekonomik kalkınmadır ve bunu sunabilecek tek parti şu anda AK Partidir. Ceyhanlı olarak verilebilecek en doğru karar AK Partidir.
Y.A: Açıkçası benimde beklediğim cevaplar değil bunlar. Yani herhangi bir olumsuzluk yokken mi ayrıldınız Ceyhan Belediyesinden?
V.Ç: Evet. Yani başkanla ya da MHP camiası ile ilgili hiçbir problemim yok. Hatta ben gayet mutluydum Ceyhan belediyesinde. Aksini söylemek mümkün değil. Tamamen serbest ve kendi başına çalışan biriydim. Allah razı olsun ne başkan bey ne de yardımcıları bana herhangi bir zorluk çıkarmadılar. Tabi siz niye ayrıldınız peki diyeceksiniz ben hemen cevabını vereyim. Bu kararı almamda ki en büyük sebep Ceyhan için düşündüğüm projeler oldu. Bunlar için çok defa AB’den fon buldum ama sizde takdir edersiniz ki AB sadece belli başlı konu başlıklarına yönelik 100.000 Avro dolaylarında hibe vermektedir. Benim düşündüğüm ve Ceyhan’a lazım olan projeler ise biraz daha pahalı ve AB fonlarında önceliği olmayan projeler. Belediyemizin fonları ile bunları yapma teklifleri ertelemeye tabi oldu. Zira alt yapı, yol, park – bahçe çalışmaları maalesef başkan beyin elini ayağını bağlamış durumdaydı, mümkün olmadı. Vakıf üniversitesi, kadın kooperatifi, mesleki rehberlik ve daha birçok başlıkta çalışmalarım AB fonlarını beklemek durumunda kaldı. Bende bu projeler için ayrılma ve adaylığımı koyma kararı aldım. Kısacası ille de bir olumsuzluk bekliyorsanız tek olumsuzluk buydu. Projelerim. Başkan Bey daha başka alanlarda proje çalışmalarına eğilince bende ayrılmak durumunda kaldım. Hepsi bu.
Y.A: İlginç gerçekten. Peki, siyasi arenada işler nasıl olur bilirsiniz. Genelde karşılıklı suçlamalar ve ithamlar olur. Siz aday olursanız seçim meydanlarında Sn. SÖZLÜ ile bu anlamda karşılıklı suçlamalar ya da benzeri şeyler yaşanacaktır. Sizin tutumunuz ne olacak bu durumda.
V.Ç: İlginçtir herkes bana bunu soruyor. Ayrılırken bazı belediye çalışanları da bu soruyu sordular şimdi size vereceğim cevabı verdim inanmadılar. En azından basın yolu ile beyan edeyim belki inanırlar. Seçim denen şey karşılıklı suçlama sonucunda sandığa gitme olayı değil aksine karşılıklı proje yarışıdır ve öyle sandığa gidilir. Meydanlar da projelerimi anlatmaktan insanları suçlayacak vakit bulabilir miyim bilmiyorum ama velev ki akıllarda soru işareti var hemen söyleyeyim ben kimseyi karalayarak siyaset yapmayacağım. Ne Hüseyin Bey’i ne de bir başkasını. Önce edep. Başkana bir suçlamada bulunmak için aday olmadım. Aksine ben seçilemezsem dahi projelerimi ona da anlatmak için aday oldum. Belki, ben kazanamasam da kazanacak kişinin kendisi bu yarışta ipi göğüslerse benim projelerimi de hayata geçirmek isteyebilir. Umarım. Ceyhan’a lazım bunlar. Aksi halde Ceyhan gelişti demek çok zor olacaktır. Eminim bir park fiyatına yapılabilecek işler bunlar. Hatta park daha pahalı.
Y.A: Sizi dinledikçe şok olmamak elde değil. Genelde rakiplere iyi niyet sunumları akabinde meydanlarda kükreme duyarız. Siz aday olursanız bunlar olmayacak sadece projeler yarışacak diyorsunuz öylemi?
V.Ç: Aynen öyle. Başka bir beklentisi olan hayal içerisindedir. En azından benim açımdan.
Y.A: Kibarlığınız ve sakinliğiniz göze çarpıyor. Tepkiler, söylentiler, olumsuz yaklaşımlar. Açıkçası ben sizi daha dertli bekliyordum.
V.Ç: Yo ben dertli değilim. Aksine çok mutluyum.
----Ben ajan değilim
Y.A: Peki, hakkınızda çıkan dedikodulara ne diyeceksiniz? Mesela, MHP’nin ajanı diye bir söylenti var?
V.Ç: En çok güldüğüm de zaten bu söylenti. Hatta hanım bile sabahları kalkınca “Günaydın 007, Bugün hangi partiye sızacaksın” diye dalga geçiyor. İnanın ne diyeceğimi bilmiyorum ama hak da vermiyor değilim. Biri bir anda çıksın MHP’li bilinsin ve AK Partiden aday adayıyım desin ve bununla birlikte Başkan hakkında atıp tutmuyor, proje falan diyor… vs vs. Genelde komplo teorileri ile büyütülmüş bir milletin ferdi olarak ben de olsam öyle düşünürüm. Nerden çıktı bu adam diye? Ama ne diyebilirim ki herkesin önünde yemin edeyim belki inanırlar “Vallahi ben ajan değilim!”. Gayet iyi niyetli bir aday adayıyım ve artık AK Partiliyim. Benim AK Partililiğim sadece sözde değil aynı zamanda gönüldedir. Beni yakinen tanıyanlar zaten AK Partilimisin diye sorma ihtiyacı bile hissetmişlerdir. Ben samimi, herkesi kucaklayacak kadar alçak gönüllü ama bir o kadar da iddialı bir AK Partiliyim.
Y.A: Vahit Bey bir diğer konu ise sizin özgeçmişinizi okuyanlar hayranlığını saklamıyorlar. Fakat bir söylentide sizi Hüseyin SÖZLÜ’nün okuttuğu ve sizin nankörlük edip hatta vefasızlık edip karşısına aday olduğunuz buna ne diyeceksiniz? Hatta sizi Eskişehir’den getirdiği ve memur yaptığı da söyleniyor. Buna ne diyeceksiniz?
V.Ç: Öncelikle ben 1999 Devlet Memurluğu Sınavı ile hiç kimsenin torpili olmadan memur oldum ve ilk tayin yerim Eskişehir’dir. Eskişehir’den buraya naklen tayin oldum. Bunu şöyle düzeltmek gerekir. “Vahit Eskişehir’de memur iken Başkan Ceyhan’a nakil talebini kabul etti ve Ceyhan Belediyesinde memuriyetine devam etti.”. Allah razı olsun benim naklen tayinimi tereddütsüz kabul etti. Etmeyebilirdi. Hem Ceyhanlı hem de ülkücü olmam bunda etkili olmuştur tabi. Zira öncesinde Başkan Bey beni çok tanımazdı. Bundan başka, özgeçmişimi okuyanlar “BURSLU” kelimesini göreceklerdir. Burslunun anlamı ücretsiz demektir. Bursda torpille olmuyor maalesef sınavla oluyor. Kısacası ben tüm eğitimlerimi sınavlarda gösterdiğim başarılar sayesinde kendi hakkımla kazandım. Ne belediyemizden ne de başkan beyden herhangi bir mali destek almadım. Tabi yine Başkanımın hakkını inkâr etmem mümkün değil. Allah razı olsun. İstese idi engelleyebilirdi. Beni serbest bıraktı demek daha doğrudur. Ancak Başkan doktora yaptırdı ya da Başkan yurtdışına gönderdi demek doğru değil. Bunlar tamamen alın teri. Örneğin kaymakamlıkta çalışan arkadaşlar eski nüfus müdürü Bilgehan Bey’i hatırlayacaklardır. O da kaymakam beyden müsaadeli doktorasını tamamladı, ama kaymakam bey’in ben doktora yaptırdım demesi ne kadar doğru değilse aynı şey bu durum içinde geçerlidir. Herkes doktora yapabilir yeter ki şartlar uysun ve sınavı geçebilsin. Genelde hiçbir kurum amiri bu tür personele engel olmazlar olmayınca da onlar okuttu denmez. Ama tabi Başkan Bey’in beni okuttu denmesinden ben gurur duyarım. Muzdarip değilim.
Y.A: Allah razı olsun dediniz! Ben şöyle anladım, size serbestlik vererek sizin bu eğitimleri almanıza bir noktada destek verdi. Peki, sizce yine bu vefasızlığa girmez mi?
V.Ç: Bakın! Bunu anlamak çok zor değil. Ben bana verilen her emeğin karşılığını fazlasıyla verdim. Açıkçası belki de Ceyhan Belediyesi’nde kendisine destek olunmuş olanlar arasında en alnı açık olan benim. Ben çalıştığım süre boyunca Başkanımın ve Belediyemin adını hep yukarıya taşıdım. Avrupa’ da bir çok önemli kurumda şu an Ceyhan Belediyesi ve Başkanı konuşuluyor ise bu benim emeğimdir. Bunu da inkâr etmemek gerek. Hiçbir vazifemde Başkanıma en ufak bir laf getirmedim başını ağrıtmadım. Vefasızlık kelime itibari ile iyiliğe kötülükle karşılık vermek anlamına gelir. Ben kötülük etmiyorum ki. Aksine Başkanımı yine gururlandırdığımdan eminim mertçe meydana çıktım. Başkan çok vefasız gördü çok hain gördü. Beni bu sıfatla andığını sanmıyorum. Başkan Bey benim aday olmama değil, AK Partiden aday olmama tepkilidir. Birbirimizi iyi tanırız. Başka bir partiden ya da MHP’den aday adayı olsaydım daha farklı tepki verirdi.
Y.A: Çok farklı bir portre çiziyorsunuz. Bu röportajdan sonra eminim birçok kişi sizi daha farklı düşünecektir. Peki, AK Parti seçiminde en büyük etken ne oldu sizin için?
V.Ç: Recep Tayyip Erdoğan. Açıkçası tek başına beni AK Partiye çekti demem doğru olacaktır. Pazar günü Kızılcahamam Kampından sonraki açıklaması bana benim yerimin AK Parti olduğunu gösterdi. “Karalamadan projelerinizle seçime girin” dedi ve ben TV başında sanki bana söylemiş gibi hissettim. Zaten ayrılma kararını Pazar akşamı aldım. Ertesi gün istifa ettim. Öncesinde net bir kararım yoktu. Başbakan gerçekten çok etkileyici bir insan ve onu dinlememek izlememek mümkün değil.
Y.A: Vahit Bey biliyorsunuz ki şu ana kadar sizin karşınızda ki aday adayı rakibiniz sadece Sn. Burhan ONUK görünüyor, geçen cumartesi basın açıklaması yaptı ve sizi de ilgilendirecek bazı söylemlerde bulundu. Sizin bu basın açıklaması ile ilgili bir görüşünüz var mı?
V.Ç: Ben kendi partilim ile ilgili herhangi bir olumsuz görüşü basına ya da vatandaşa beyan edemem. Etmem. Ancak Burhan Bey Ceyhan’ın tanınmış simalarındandır ve gayretle çalışmaktadır. Kendisine başarılar diliyorum.
Y.A: Bunu yanlış anlamayın lütfen bir sorumuz daha var ve bu AK Partili birkaç kişinin dikkatini çekmiş bizde sormak istiyoruz. Siz hiç “Benim basın açıklaması yapmama bile gerek yok, ben adayım!” dediniz mi?
V.Ç: Kesinlikle hayır. Kısacası ben açıklama yapmama gerek yok demedim. Aday adaylığı başvurusunu yaparken basın açıklamasını da beraberinde yaptım dedim. Tekrar yapmama gerek yok dedim. Bu yanlış anlaşılmış sanırım. Aday benim demem mümkün değil zira Başbakanımızın kimsenin yeri garanti değil sözünü hatırlatırım. Benim nasıl garanti olsun?
Y.A: Peki, genel bir uygulama olarak aday adayları bu tür gösterişli basın açıklaması yaparlar siz niye böyle düşünmediniz? Sade bir açıklama yeter diyorsunuz.
V.Ç: Bizler bazı şeyleri söylemekten ar duyarız ve genelde şimdi söyleyeceğim şeyi zorda kalmadıkça pek söylemeyiz. Ama madem bu açıklamam ukalalık sayıldı arkadaşlarımdan özür diliyorum ben ukala olmak için değil sadece param olmadığını söylememek için sade bir açıklama yeter dedim. Affınıza sığınıyorum ben sıradan bir memur maaşı ile bu tür şaşalı gösterilere nasıl para ayırabilirim söyler misiniz? Davul zurna, kalabalık halaylar, basına yemek… Maliyeti benim maaşımın yarısı kaldı ki ben 4 ay maaş alamayacağım. Arkamda fabrikatörler yok.
Y.A: İnanın bende sizden özür diliyorum. Gülen yüzünüz bir anda buruştu. Ama sorulması gerekiyordu. Aslında size yöneltilen birçok iddia daha var ancak hem sizi yormamak hem de üzmemek amacı ile bu kadar yeter diyelim. Ben aslında ne diyeceğimi de bilmiyorum. Ben bile sizi farklı bekliyordum. Ama gerçekten farklıymışsınız umarım bu çizginizden sapmadan siyasetinize devam etmenizi temenni ediyorum.
V.Ç: Çok teşekkür ederim. Bende açıkçası prensiplerimden vazgeçmeyi pek düşünmüyorum. Haklısınız çok iddia var ama benden duymadığınız hiçbir söz bana ait değildir demekle yetinmeliyim. Yoksa Nevşehir Kozaklılı olan hanımımı bile Kösrelili ve vekil akrabası diye yaymışlar. Hanım da ben de bu hengâmede neye cevap vereceğimizi şaşırdık. Ceyhanlıyım Darendeli değil. Eşim Kösrelili değil Nevşehirli. Ajan değilim. Emre Belezoğlu ne kadar Fenerdeki Galatasaray ajanı ise bende o kadar AK Partideki MHP ajanıyım. Artık yetişemez oldum. Bunlardan kurtulup ne zaman projelerimi anlatacağım bende merak ediyorum. Yoksa saymakla bitecek gibi değil. Bana bu fırsatı sağladığınız için size ve tüm Mavi Haber Gazetesi çalışanlarına teşekkür eder, bu vesile ile Ceyhan Halkına saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder