Kahramanları (kurtarıcıları) halk mı meydana getirir yoksa kahramanlar mı halkı?
Yetki gücü kahramanlarda mıdır ve yahut halkta mı?
Halk mı gücünü kahramanlardan alır veya kahramanlar mı halktan?
Kahramanların, kahraman olmaktan vazgeçip diktatörleştiren halk mıdır yada kahramanların tatmin olamama hırsı mı?
Halk mı kahramanlara ihtiyaç duyar yoksa kahramanların mı halka?
Kahramanlar mı halka boyun eğmeli yahut halkı mı kahramanlara?
Kahramanları sevip sayması gereken halk mıdır yoksa kahramanlar mı halkı?
Kahramanlar mı dünyayı yaşanılır bir hale getirir veya halk mı?
Bu soruların doğru cevabı tarih içinde hep değişmiştir. Anlayacağımız doğru; tarih içerinde zamana göre değişmiştir.
İnsanlar ve halk yığınları hep bir kurtarıcı beklemektedir. O gelip toplumdaki bütün yanlışları ve bütün yanlışlıkları elindeki sihirli asasıyla dokunup, bir anda değiştirecektir. Kimi topluma kurtarıcılar gelmiş, kimi toplumda ise kurtarıcı olarak gelip diktatörleşen ve halkını büyük acılara maruz bırakan kahramanlar olmuştur. Halk, diktatör yönetimlerin baskıcı ve şiddet yanlısı yönetimleri yüzünden çok büyük acılar çekmiş ve insanlık dışı vahşetlere maruz kalmışlardır. Halk ise çözümü bu güç ve şiddet karşısında sinmekte bulmuştur.
Tarih bunun örnekleriyle doludur; Hitler, Musolini, Stalin, Saddam… vb. sıralamaya kalkarsak bitiremeyiz galiba. Böyle kahramanlar nedeniyle milyonlarca masun işkence görerek veya savaşlarda can verdiler.
İnsan kutsal bir varlıktır. Bu nedenle de demokrasi ve insan hakları ortaya çıkmıştır.
Demokrasi; tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir.
Demokrasinin tanımı ülkelere göre değişmektedir. Tanımlar üç aşağı beş yukarı aynıdır. Halkın gücünü belli bir süreliğine başkalarına vermesine dayanır. Tabii halk bu yetkileri verdiği gibi almasını bilmelidir. Diktatörlerin meydana gelmesini işte bu yetkileri verip de almaya korkan halk yığınları meydana getirdi. Yani; kaderlerini kendi elleriyle çizip, bu kaderi değiştirmeye cesareti olmayanlardır. İyiler de kötüler kadar cesaretli olmalı…
Unutmamak gerekir ki insan, kendi haklarına sahip çıkmalı, insan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları; her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar. Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmektedir. Bir başka deyişle, birçok hakkın yanında bir sorumluluk da bulunmaktadır.
İnsanlar bu sorumluğunun yükünü asilce taşıyabilmeli, kendi haklarına sahip çıkmazlarsa, onların haklarını ellerinden almak isteyenler hep oldu ve olacaktır. Bu büyük bir tehlike teşkil etmektedir.
Halk, yetki ve gücünü verdiği her kesimi denetleyebilmeli, yanlışı gördüğü anda yetki gücünü verdiği gibi alabilmesini de bilmelidir. Halkların bir kahraman beklemesi büyük bir yanılgıdır, unutulmamalı ki halk en büyük kahramandır. Birlik ve beraberlik ruhu içinde olan bir ulusun aslında hiçbir kahramana ihtiyacı yoktur. Bu nedenle insanı insan olduğu için sevmesini bilmeliyiz. Herkes kötü değildir, yada bize benzemeyen niye kötü olsun? Farklılıklar; hayatı tek düzelikten çıkaran, farklılaştıran ve hayata dair yeni bakış açılarının doğmasına neden olur. Böylece her şey yerinde saymaktan kurtulur ve gelişir. Gelişmeyen her şey yıkıma mahkûmdur.
Biz yaratılanı, Yaratandan ötürü sevelim. Böylece diktatörlerin doğmasının önüne geçebiliriz. Bunun için insanların birbirini biraz sevmesi yeterlidir. Belki de sevmese de olur, ama kesinle birbirimizin farklılarına ve haklarına saygı duymasını bilmeli ve bunu uygulamalıyız.
"Her türlü hakkın kaynağı bireydir. Gerçek, hür ve sorumlu olan sadece kişilerdir" diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü kısaca her şeyi ifade ediyor aslında.
Bu düşüncelerle; Sevginin ve saygının evrensel bir dil olduğu, çocukların top ve tüfek sesleriyle büyümediği, savaşların hiç yaşanmadığı, insanların birbirlerini sadece ve sadece “insan” olduğu için sevdiği ve saydığı bir dünya özlemiyle…
2009 yılının özlemlerimizin gerçeğe dönüşmesi umuduyla, yeni yılınız kutlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder