Maazallah Sözlü, ya Adana’da olsaydı?

Maazallah Sözlü, ya Adana’da olsaydı?
Seçim öncesi Büyükşehir Belediye başkanlığı için adı geçen Hüseyin Sözlü, Durak’ın Milliyetçi Hareket Partisi’ne geçişi ile birlikte Ceyhan’a fit olmak zorunda kalmıştı.
Durak gelmeseydi de, başkanlık yarışına Adana’da katılmış olsaydı acaba ne olurdu?

Ceyhan Adana’ya göre ufak bir yer. Oradaki potansiyeli burada bulamazdı. MHP onun sayesinde oylarını yere çakardı. Eskiyi mumla aratırdı, o kesin!

Maazallah, kazara da olsa Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olsa idi neler olurdu? Zihninizde bir canlandırın.
İşine gelmeyen bir dolu gazeteciyi küfür yağmuruna tutardı. Ya da dövdürür müydü? Sıktırır mıydı? Ama orası biraz sıkardı doğrusu. O kadarına cesaret edemezdi.

Esas mesele o da değil;
Büyükşehir Belediye Başkanlığını onca yıl sürdüren Aytaç Durak aleyhinde bir çok kez haber yapıldı. Durak bunlara karşı asla onur kırıcı bir tepki göstermedi. Gerekmedikçe mahkemelere koşmadı. Telefon kullanarak sövmedi. Bunu başkalarına hiç yaptırmadı. Çar’a çakala gaz verip haber kuruluşlarına saldırtmadı. Ayak takımlarına ulufe dağıtarak dedikodu yaptırmadı. Gazeteci dövdürmedi. Kimsenin ayağına sıktırmadı. Seviye sahibi her insan gibi tepkisini demokratik yollarla ortaya koydu, uygar ve saygın bir belediye başkanı profili çizdi.

Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü bulunduğu yer itibarı ile önemli bir seviyeyi temsil ediyor. Yaptıklarıyla Ceyhan'a ve Ceyhanlılara yakışır bir davranış içinde hareket ettiğini söylemek mümkün mü ?

Onlarca insanın içinde, bir cenaze evinde Yasin-i Şerif okunurken yeri göğü inleterek küfretmesi hangi ahlak kuralları ile bağdaşıyor sorarım? Onun yerinde din iman tanımayan biri olsaydı dahi böylesini yapar mıydı?

Sözlü’nün yaratana ve yaratılana saygısızlığını helal olsun başkanıma diyecek, onu bu davranışından ötürü alkışlayacak biri varsa, ben onun mezhebinden de, neshebinden de, şerefinden de, haysiyetinden de şüphe ederim.

Bitmedi;
Siyasi partilerden, milletvekillerinden, değişik partilere mensup il ve ilçe yöneticilerinden ayrıca sade vatandaşlardan gönül dostu birçok insan telefon açarak, mail göndererek geçmiş olsun dileklerini ilettiler.
Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bu duruma kayıtsız kalan MHP’nin şimdiki yöneticilerine bir çift lafım var.
Adana Milletvekilleri; Recai Yıldırım, Yılmaz Tankut, Muharrem Varlı ve Kürşat Atılgan, bilgi sahibi oldukları halde susup sadece önlerine baktılar. İl Başkanı Ahmet Erdoğan ne telefon açtı ne de basın bürosu aracılığıyla mesaj gönderdi. İptal olmuş gibi davrandı.

Konudan haberdar genel merkez yöneticileri de dahil her kes üç maymunu oynamakla yetiniyor.
Hülasa, bu tabloda adı geçen herkes kendine yakışanı yapıyor.

Barışı, kardeşliği uzlaşmacılığı, bir olmayı, birlik olmayı savunan bir partide ahlak dışı böylesi bir davranışa gösterilen duyarsızlık ne kadar da manalı?

Muarızları tarafından AK Parti için söylenen bir yakıştırma var.
-Takiye yapıyor !!
Susarak Sözlü’ye destek verenler bunun dik alasını yapmıyor mu?
Uzağa gitmeye ne hacet!
Kavram yutturmacası, 26 Haziran’dan bu yana göstere göstere sergileniyor, görülmüyor mu duyulmuyor mu?

Onlar öylece oturuyor,
Biz ise verilmiş sadakamız varmış diyoruz.
Böylesi genetik akideye sahip bir adamın Ceyhan’dan kalkıp Büyükşehir Belediye Başkanlığına çöreklendiğini düşünün.

Artık söver miydi?
Döver miydi (?), Dövdürür müydü?
Sıkar mıydı?, Sıktırır mıydı?

Vay ki ne vay !!
Öyle böyle değil,
Yüce Allah Adana’yı büyük bir felaketten korumuş olmalı.